Zonguldak’ın Kırat Mahallesi’nde yoldan geçenler, yandaki ormanda yanmış cesedi fark edip, ihbarda bulundu. Gelen gruplar tarafından, akaryakıt dökülüp yakıldığı belirlenen ceset, otopsi için Atatürk Devlet Hastanesi’nin morguna götürüldü. Cesedin kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistanlı Vezir Mohammad Nourtani’ye ilişkin olduğu belirlendi.
Otopside Nourtani’nin 9 Kasım’da öldüğü tespit edilirken, ailesinin 10 Kasım sabahı kayıp müracaatında bulunduğu öğrenildi. Madencinin cenazesi, 11 Kasım’da toprağa verildi. Nourtani’nin çalıştığı kaçak maden ocağının sahipleri Hakan Körnöş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın (52) tutuklandı. Ocak çalışanları S.K. (28), E.D. (22) ve kömür ticareti yapan A.Ç. (46) isimli denetim kaidesiyle hür bırakıldı. Kaçak ocağın jandarma tarafından olaydan 4 gün evvel kapatıldığı lakin sahiplerinin sonrasında tekrar açtığı belirlendi.
MÜEBBET MAHPUS CEZASI İSTENDİ
Kaçak ocak, olayın akabinde imha edilerek kapatıldı. Hazırlanan iddianamede, Madencinin kaçak ocakta vagon ortasına sıkışıp iş kazası geçirdiği, ocak sahiplerinin de ‘Olay ortaya çıkarsa ocak kapanır’ dehşetiyle hareket ettikleri söz edildi. Vezir Mohammad Nourtani’nin cansızken yakıldığına değinilen iddianamede, 6 kuşkulu hakkında ‘İştirak halinde taammüden öldürme’ hatasından müebbet mahpus cezası istemiyle açılan 3’ü tutuklu 6 sanığın yargılandığı dava Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
BİLİMSEL MÜTALAA HAZIRLANDI
Madencinin ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, Koç Üniversitesi İsimli tıp Anabilim Dalı’na başvurarak Nourtani’nin vefat sebebini, yaralanmasının olup olmadığını, canlı mi yoksa meyyit olarak mı yakıldığı, olayın oluş hali ve eksik konu olup olmadığını sorarak bilimsel mütalaa raporu talep etti. Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz ve grubunun yaptığı çalışmayla 19 sayfalık rapor hazırlandı.
İŞ KAZASI RAPORU İSİMLİ TIP KURUMU’NA GİTMEMİŞ
Vezir Mohammad Nourtani’nin otopsi raporu ve İsimli Tıp 1’inci İhtisas Kurulu raporu ile evrakta sunulan imajlar incelenerek hazırlanan bilimsel raporda, madencinin kalp krizi geçirme ihtimali bulunduğu lakin ‘doğal ölüm’ teşhisi konulmadan evvel travma üzere başka sebeplerin dışlanmasının zarurî olduğu belirtildi. Vagon çarpması üzere iş kazası ihtimalinin de değerlendirildiği raporda, “Olayı iş kazası üzere kıymetlendiren raporun, Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendirilmediği görülmektedir. Eksik olan radyoloji imajlarının incelenmesi ile birlikte, bu raporun da İsimli Tıp Kumu 1’inci İhtisas Kurulu tarafından kıymetlendirilmesi ehemmiyet taşıyacaktır. Olayın aydınlatılmasında çok kıymetli olabilecek bu 2 bulgunun İsimli Tıp Kurumu’na gönderilmeyerek eksik inceleme yapılmış olması önemli sorundur” tabirleri yer aldı.
MEZARIN AÇILMASI İSTENDİ
Nourtani’nin Çene ve köprücük kemiklerinde değişimler olduğu lakin otopsi raporunda değerlendirilmediği ve bulguların kaydedilmediği, İsimli Tıp Kurumu’nun da çelişkileri gidermediğini söz eden raporda mevt sonrası radyolojik imgelerin incelenerek bedendeki kırıkların uzman doktorlarca yine değerlendirilmesinin zarurî olduğu tabir edildi. Radyolojik incelemenin yetersiz kalması durumunda, “Mezarın açılması ve çıkarılacak kemiklerin Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi Kemik ve Diş İnceleme Şubesi’ne gönderilerek kemikler üzerinde travmatik bulguların araştırılması gerektiği, mevt tarihi prestiji ile hala bu inceleme için müddet bulunduğu lakin acilen davranılması mecburiliği bulunduğu” denildi.
‘ÖLÜM SONRASI YAKILMIŞ’ TESPİTİ KESİN DEĞİL
Madencinin soluk borusunda is ve kanında karboksihemoglobin bulunmamasını pahalandıran raporda, “Bunların varlığı durumunda bireylerin yangın ortamındayken canlı olduğu tanısı konulabildiği lakin bunların olmamasının şahısların yangın ortamındayken meyyit olduğunu kesin olarak göstermeyeceği, yalancı negatiflik olabileceği, bu nedenle Adli Tıp Kurumu 1’inci İhtisas Kurulu’nun ‘ölüm sonrası yakılmış olduğu’ halindeki görüşünün kesin bir tanıyı yansıtmadığı” sözleri kullanıldı.
BOĞULARAK ÖLDÜRÜLME BELİRTİLERİ VARMIŞ
Vezir Mohammad Nourtani’nin göz kapaklarında kılcal damar yırtılmaları, burnunda ödem ve beklenen sıyrık, dişlerinde pıhtılaşmış kan ile lisanının dişleri ortasında sıkışmış olduğu anlatılan raporda, “Boyun yumuşak dokularında kuşkulu kanama alanları, hiyoid kemik (dil kemiği) ve tiroid kartilaj etrafında küçük çaplı kanama alanları görüldüğü, bu otopsi bulgularının boyna bası ve/veya ağız-burun kapatılmasına bağlı asfiksi (boğulma) olgularında görülen bulgular olduğu” denilerek Adli Tıp Kurumu tarafından yine inceleme teklifinde bulunuldu.
Raporda, mevtin ‘zorlamalı ölüm’ yani cinayet yahut kaza olabileceği kıymetlendirilmesi yapılırken radyolojik inceleme ve mezar açılması tamamlandığında daha kesin bir kıymetlendirme yapılacağı kanaatine varıldığı bildirildi.
‘DİRİ CANLI YAKILMIŞ OLABİLİR’
Çelişkilerin giderilmesi ve karanlık noktaların aydınlatılması gerektiğini tabir eden Avukat Kerim Bahadır Şeker, “Bunlardan birincisi Afgan madencinin ölmüş olduğu sırada değil, canlı diri yakılmış olabileceğine ait tespit. Burada kanında karbonmonoksitin bulunmaması, öldüğünde üstüne akaryakıt döküldüğü için Afgan madencinin canlı diri yakılmış olabileceği tespiti gerçekleştirildi. Bu da hatanın neviini büsbütün değiştirebilecek bir konu. TCK 82 hususunda taammüden öldürmenin nitelikli hallerinden, canavarca hisle planlayarak öldürme konularından 2’sinin bu evrakta tekemmül edebileceği ihtimalini kuvvetlendirmiş durumda”” dedi.
Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendirmeye alınmayan kırıklar nedeniyle mezarın açılması sürecinin yapılabileceğini tabir eden Avukat Şeker, “Afgan madencinin, maden içerisinde mutlaka ve mutlaka, sanık tabirlerinde belirtilmiş olan ağzının kenarındaki kurtçuklardan ve ağzının kenarında bir kan ibaresi bulunduğundan ve kanın kurtçuklar temizlenmeden otopsisi yapıldığı dolayı, kalp krizinden hayatını kaybettiği değil, Afgan madencinin direnişinin maden içerisinde kırılarak rastgele bir darbeye, şiddete maruz kalınarak kırıkların oluşmuş olabileceği, bu kuşkunun aydınlatılması gerektiği, bu kuşkuların bizim bilimsel mütalaamızla birlikte İsimli Tıp Kurumu’nun vereceği yeni bir raporla, belgeye tekemmül ettirilmesi gerektiği söz ediliyor” diye konuştu.
(DEMİRÖREN HABER AJANSI)