25 Aralık münasebetiyle “Noel”… Vakanüvis Bugün 25 Aralık… Hıristiyanlar için önemli bir gün. Bu tarihin, altı gün sonra gelen 31 Aralık’la, yani yılbaşıyla birleştirildiği / karıştırıldığı da bir vaka. Bu arada Hıristiyan vatandaşlarımızın yanına konuşlanan “bir kitle”nin, tam olarak neyi kutladığını bilip bilmediğine dair kafa karışıklığı da mevcut. Son tahlilde ise her yılın son haftasında bu tartışma yaşanıyor. O halde, biz de bundan eksik kalmayalım. Kuzeyli pagan kavimlerin bazılarının kullandığı eski İngilizce’deki “Yule”den Latince’ye Natalis (doğum) olarak geçtiği tahmin edilen kelime, Fransızca’da “Noël”, Türkçe’de de “Noel” olmuş. İngilizce konuşulan ülkelerde ise “Christmas” denilen (Yunanca Khristos: Mesih) bu güne dair rivayet muhtelif. Noel’in “kitabî tarifi”, Hz. İsa’nın bu tarihte doğduğu şeklinde. Ancak Hıristiyan teolojisinde isabetli tarihleme, sabitleme konusunda ihtilaflar olduğu da biliniyor. Dolayısıyla Noel hakkında Hıristiyanların kendi din âlimleri ve akademi dünyasında bile bir mutabakat yok. Mesela, “Katolik Ansiklopedisi”nde, “Saygın makamların İsa’nın doğumuna atfettiği hiçbir ay yoktur.” ifadesi yer alıyor. Dahası, Hz. İsa’nın doğum tarihinden, üstelik yaz ayında olduğu kabul edilen doğum tarihinden, kabul edilmiş dört ayrı İncil’den sadece Luka ve Matta’da bahsediliyor. Mevzuu daha da karmaşık hale getiren ise kimi tarihî kaynaklarda yer alan, 25 Aralık’ın aslında bir pagan geleneğinden geldiği bilgisi. Kur’an-ı Kerim, Hadis ve İslam âlimlerine göre de Hz. Meryem, hurmaların taze olduğu (Eylül, Ekim gibi) bir zamanda doğum yapmıştı. Putperest Roma toplumundaki bayramlardan birisi de “Tarım Tanrısı Satürn”e ithaf edilmiş olan “Satürnalya Bayramı”ydı. Satürnalya, her yıl 17-23 Aralık tarihleri arasında, “kış gündönümü” sırasında yapılan bir şenlikti. Antik tarım ritüellerine dayanan bu bayramda, hediyeleşmeler ve rol değiştirmeler – efendi köle, köle efendi olurdu – görülür; pagan işi pek çok bayramda olduğu gibi, bu bayramda da bol bol içki ile sair afrodizyak otlar tüketilirdi. Roma’da ilk başlarda Satürnalya için bir gün tatil yapılırken, cumhuriyet idaresi kurulduktan sonra bu süre bir haftaya uzatılmıştı. Sonraları İmparator Augustus, bayramı üç güne düşürmüş, varisi Caligula ise beş güne çıkarmıştı. Ancak halk bu düzenlemelere pek riayet etmiyor ve 31 Aralık’a kadar kutlamalar sürüyordu. Eski Roma’da 25 Aralık’taki bir başka kutlamadan da söz edilmekteydi. Bu ise “Güneş Tanrısı – Apollan”a ithaf edilen bir bayramdı. Eski çağ tarihçisi Prof. Dr. Bülent İplikçioğlu’nun verdiği bilgilere göre, Hıristiyan dünyasındaki ihtilafın merkezlerinden birisi de Doğu Ortodoks hassaten de Ermeni Kilisesi’ydi. İplikçioğlu, “Noel’in Hıristiyan olmayan versiyonu” bulunduğundan bahisle de şunlar yazmıştı: “Hıristiyan vatandaşlarımızın bu bayramına Hıristiyan olmayan vatandaşlarımızın saygı duyduğuna hiç şüphem yok elbette. Noel’in dünyada Hıristiyan olmayanlar tarafından da geliştirilmiş, ‘hediye alıp-verme’ üzerinde yoğunlaştırılmış bir başka versiyonu da var tabii. Bu hediye alıp-verme konusu ve bununla bağlantılı olan ‘Noel Baba’ (Aziz Nikolaos) ise 19. yüzyılda Amerika’da ortaya çıkmış ve dünyaya yayılmış, Aziz Nikolaos’un ticari bir görünümünden başka bir şey değildir.” Noel’deki bu tarihsel karmaşa, biraz da Hıristiyanlığı resmi imparatorluk dini haline getirmek isteyen yöneticilerden kaynaklanmıştı. Doğu Roma ve Bizans döneminde yönetim, Hıristiyanlara 300 yıl kadar süren bir baskı uygulamıştı. Ancak baskılar sonuç vermeyecek ve özellikle toplumun ezilen kesimleri kitleler halinde bu yeni dini seçecekti. Roma’daki putperest inancın daha fazla varlığını koruyamayacağını fark eden idare, bu defa “Hıristiyanlık’la telif” politikasını benimsemişti. Buna göre Konstantin, pagan geleneklerinden olan kutsal pazar gününü bu yeni dinin ibadet pratikleri arasına yedirmiş, Hz. Meryem’i de “Meryem Ana” biçimlendirmesiyle putperest dönemin tanrıçalarından “Isıs” ile irtibatlandırmıştı. Onun, 25 Aralık’taki yine putperest bir bayram olan “Güneş Günü”nü Hz. İsa’nın doğum günü olarak topluma dayattığı da iddia edilmekte. Bu arada, Noel’in olmazsa olmazlarından “Noel Ağacı”nın da bir pagan geleneği olduğu genel kabul gören bir görüş. Eski Mısır ve Çin medeniyetleri ile Yahudilik’te; yaprak dökmeyen ağaç ve çelenklerin, “ölümsüz hayat”ın simgelediği, dolayısıyla da “kutsal” oldukları yaygın bir inançtı. Putperest İskandinav kavimleri de “şeytanı korkutmak için” evlerine, çam ağacı ya da ona benzer çelenkler koyarlardı. İşte bütün bu antik çağ gelenekleri Hıristiyanlık’taki kimi ibadet pratiklerine de sirayet etmişti. Ortaçağ boyunca da Almanya’nın öncülüğünde Noel ağacı âdeti yaygınlaşmaya başlamış, ağaç dallarını süsleme geleneği ise bu dönemde zenginleşerek çeşitlenmişti. İlk zamanlar evlerde ağacın yanı sıra “Noel pramidi” de (Antik Mısır’dan gelme) bulunmuşsa da daha sonra bu adet bırakılmıştı. Göçmen Almanların 17’nci yüzyılda Kuzey Amerika’ya götürdükleri Noel ağacı burada ancak 19’uncu yüzyılda moda olmuş, İngiltere’ye aynı dönemde gelmişti. Bu ağaçların Japonya ve Çin’de görülmesi ise 1900’lerin başlarında bu ülkelerde faal olan Amerikalı misyonerler vasıtasıyla olmuştu. Noel gecesinin efsanevî ziyaretçisi “Noel Baba” da bir yanıyla pagan geleneklerinden izler taşırken bir yandan da modern zamanlarda yapılan bir çizimle zihinlere kazınmıştı. Noel Baba; “Noel gecesi çocuklara hediye bıraktığı” söylencesiyle Hıristiyan çocukların geceye olan bağlılıklarını, inançlarını güçlendirmek amacıyla ortaya çıkmıştı. Birçok putperest toplumda da benzer mitolojik varlıklar bulunmaktaydı. Hıristiyanlık’la ilişkilendirilen Noel Baba’nın kökeni ise Antalya Demre’de 4’üncü yüzyılda yaşandığına inanılan Piskopos Nikola’ya dayanıyordu. Günümüzde, “Noel Baba” deyince – her taraftaki benzer görsellerden dolayı – gözümüzde canlanan figür ise ticarî bir reklamın ürünüydü. 1929 ekonomik krizi sırasında satışlarındaki gerilemeyi durdurmak isteyen Coca Cola firması, illüstratör Haddon Sundblom’a “Kola içen Noel Baba” resmi sipariş etmişti. O zamana kadar Noel Baba figürü, pek çok toplumda farklı renklerde resmedilmekteydi. ABD’de kimi küçük firmaların kırmızı giymiş Noel Baba tiplemeleri olduysa da bu geniş bir yaygınlığa ulaşamamıştı. Coca Cola ise bu figürü tanınırı hale getirmeyi başarmıştı. Dünya kamuoyunun zihnine adeta çakılan kırmızı beyaz renkli (Coca Cola’nın ürün rengi) Noel Baba, geçen yüzyılın başında imal edilmesine rağmen hepimiz onu asırlardır bu şekildeymiş gibi düşünmekteyiz. * Prof. Dr. Bülent İplikçioğlu, Hıristiyanların Değil, Tüm İnsanlığın En Eski Bayram Günü: Noel, Eskiçağ Araştırmaları Dergisi, Aralık 2018 * Özge Sertbaş, Noel’in Kökenleri: Satürnalya Bayramı, Nereye Web Dergisi, 12 Aralık 2019