Pandemi döneminde kimlerin rujları hala çekmecelerinde duruyor? Seneler önce satın aldığınız rujları yeniden kullanmayı planlıyorsanız bekleyin. Her kozmetik ürün gibi rujların da bir raf ömrü vardır; evet, açılmamış olsa bile. Ortalama olarak, birinci sınıf bir ruj markası 12 ila 18 ay arasında kalıcılık sağlar. Rujunuzun süresinin dolup dolmadığını kontrol etmenin birkaç yolu vardır. Örneğin; son kullanma tarihini kontrol edin, garip bir kokusu olup olmadığına bakın, nemi sızdırıyor mu kontrol edin, sürerken dudaklarda kayıp kaymadığına dikkat edin. Süresi dolmuş rujlar, diğer potansiyel olarak ölümcül yan etkilerin yanı sıra menenjite neden olan ölümcül bir bakteri olan enterococcus faecalis içerebilir. İşte, süresi geçen ruj kullanmamanız için bazı önemli nedenler; 
Son kullanma tarihi geçmiş rujların kullanılması, herhangi bir bakteri veya diğer zararlı tahriş edici maddelerle temas sonucu rahatsızlık ve tahrişe neden olabilir. Rujun ana bileşenleri lanolin, balmumu ve boyadır. Lanolin’in karmaşık bileşimi nedeniyle, dudakların kuru ve çatlamış mukoza zarları ve bazen kaşıntı veya hafif ağrı gibi alerjik reaksiyonlara neden olması kolaydır. Süresi dolmuş rujda bulunan lanolin güçlü bir adsorpsiyona sahiptir. Havadaki toz, bakteri, virüs ve bazı ağır metal iyonlarını emebilir ve dudaklara iletebilir. İnsanlar su içip yemek yerken bu zararlı maddeleri ağızlarına götürerek doğrudan vücuda girebilirler. Tüm rujlarda kullanılan kömür katranı boyası kanserojendir ve bu maddenin rujlardaki içeriğinin gıdalarda izin verilen içeriği aştığı bilinmektedir. Rujlar, kurşun ve kadmiyum gibi yüksek miktarda ağır metaller içerir. Son kullanma tarihi geçmiş ruj kullanımı kronik kurşun zehirlenmesine yol açarak anemi, karın ağrısı, akut böbrek yetmezliği ve beyin nöropatisi gibi sorunlara neden olabilir. BHA gibi koruyucuların ve zararlı maddelerin yarı kanserojen olduğu kanıtlanmıştır. Rujun son kullanma tarihi geçtiğinde bu maddeler meme tümörlerine neden olabilir. Rujlardaki yapay pigmentler, ultraviyole radyasyon altında mutantlara dönüşerek kansere neden olabilir. Son kullanma tarihi geçmiş ruj kullandıktan sonra ciltte tahriş, kızarıklık ve kaşıntı ile karşılaşırsanız, derhal dermatoloğunuza başvurduğunuzdan emin olun.
Son kullanma tarihi geçmiş rujların kullanılması, herhangi bir bakteri veya diğer zararlı tahriş edici maddelerle temas sonucu rahatsızlık ve tahrişe neden olabilir. Rujun ana bileşenleri lanolin, balmumu ve boyadır. Lanolin’in karmaşık bileşimi nedeniyle, dudakların kuru ve çatlamış mukoza zarları ve bazen kaşıntı veya hafif ağrı gibi alerjik reaksiyonlara neden olması kolaydır. Süresi dolmuş rujda bulunan lanolin güçlü bir adsorpsiyona sahiptir. Havadaki toz, bakteri, virüs ve bazı ağır metal iyonlarını emebilir ve dudaklara iletebilir. İnsanlar su içip yemek yerken bu zararlı maddeleri ağızlarına götürerek doğrudan vücuda girebilirler. Tüm rujlarda kullanılan kömür katranı boyası kanserojendir ve bu maddenin rujlardaki içeriğinin gıdalarda izin verilen içeriği aştığı bilinmektedir. Rujlar, kurşun ve kadmiyum gibi yüksek miktarda ağır metaller içerir. Son kullanma tarihi geçmiş ruj kullanımı kronik kurşun zehirlenmesine yol açarak anemi, karın ağrısı, akut böbrek yetmezliği ve beyin nöropatisi gibi sorunlara neden olabilir. BHA gibi koruyucuların ve zararlı maddelerin yarı kanserojen olduğu kanıtlanmıştır. Rujun son kullanma tarihi geçtiğinde bu maddeler meme tümörlerine neden olabilir. Rujlardaki yapay pigmentler, ultraviyole radyasyon altında mutantlara dönüşerek kansere neden olabilir. Son kullanma tarihi geçmiş ruj kullandıktan sonra ciltte tahriş, kızarıklık ve kaşıntı ile karşılaşırsanız, derhal dermatoloğunuza başvurduğunuzdan emin olun.