İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve 117 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 10’u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Depremin ardından yan yatan Yılmaz Erbek Apartmanı ile ilgili iddianame, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı. Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok’ta meydana gelen çökmede 11 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin ise yaralanması nedeniyle açılan ve 1’i tutuklu 9 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Yılmaz Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu. Mahkeme başkanı, kendilerine ulaşan bilgi ve fotoğraflar doğrultusunda, binanın altında bulunan ve taşıyıcı kolonu kestikleri iddia edilen BİM A.Ş. hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Duruşmada sanık olarak dinlenen, zemin etüdüne raporuna imza atan inşaat mühendisi P.U., kendisine yöneltilen suçlamayı kabul etmediğini ifade ederek, “Zeminin uygun olmadığına dair bir rapor bana gelmedi. Gelen raporları imzaladım. Benim binanın yapılışı ve tadilatıyla bir ilgim yoktur” dedi. Kooperatif kurucu üyelerinden tutuksuz sanık A.Y. ise kendisinin sayının tamamlanması için kurucu üye yapıldığını belirterek, “1997’de kooperatife kurucu üye olarak adım geçiyor. O sırada İstanbul’da üniversitede okuyordum. Sadece ismim var. Sayıyı tamamlamak için adım yazılmış. Hiçbir şeyden bilgim ve haberin olmadı” ifadelerini kullandı. Müştekilerden C.Ö. de 2006 yılında yönetim kurulu toplantısında, bina altındaki dükkanda taşıyıcı duvarların olmadığının konuşulduğunu söyleyerek, sorumlulardan şikayetçi olduğunu söyledi. Deprem sırasında markette bulunan ve 17 saat sonra enkazdan çıkarılan H.Ö., “Sallantı başladığında İzmir’de çok sık deprem olduğundan hemen geçer diye kendimi direkt dışarı atmayı düşünmedim. Kapıya doğru ilerlerken bina bir anda yıkıldı. Göçükten 17 saat sonra çıkarıldım. Büyük bir sallantı hissetmeden bina yıkıldı” dedi. Binanın altında bulunan BİM mağazasında çalışan M.K., “Enkazdan 3 saat sonra çıkarıldım. Depremden 4 ay önce bu mağazada çalışmaya başlamıştım. Markette çalıştığım sürede kolon kesilmesi görmedim” diye konuştu. Savunma tanığı olarak dinlenen H.K., “1 yıl kooperatif adına mobilya işi yaptım. Bizim çalıştığımız dönemde dükkanlar boştu. 2001 yılında dükkanların kiraya verildiğini söylediler. Sonra da market açıldı” dedi. Tutuklu sanık Mustafa Yılmaz, yıkılan binada kendi dairesi de olduğunu söyleyerek, “Çocuklarım vardı orada. Kolon kesildiğine dair bir tek kayıt varsa bana en ağır cezayı verin. Hayatımda hiç müteahhitlik yapmadım. Sorumluluk almamak için kat karşılığı arsa verdim. Denetleyici arsa sahibi statüsüyle ilgilendim. İlgilenmedim demiyorum. Keşke arsamı vermez olaydım” şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, Mustafa Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için davayı erteledi.