Diyarbakır’da böbrek yetmezliği yaşayan 38 yaşındaki Hamide Akan, Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Burada iki böbreğinin de çalışmadığı tespit edilince, uzmanlar böbrek nakli meburiyetinde olduklarını söyledi. İlk olarak Hamide Akan’a eşi böbreğini nakletmek istese de, şeker hastası olması nedeniyle reddedildi. Bunun sonrasında Akan’ın oğlu Nurullah Akan annsine böbreğini vermek istedi. Obez olması nedeniyle vericiliği kabul edilmeyen Nurullah Akan, sıkı bir diyete girerek 5 ayda 35 kilo verdi. Genç adamın ideal kilo düşmesiyle, doktorlar anne ve oğulu aynı anda ameliyata alarak nakli gerçekleştirdi. Ameliyat sonrası mutluluğunu dile getiren Nurullah Akan: “Annemin 6 aydır böbrek yetmezliği var, 6 ayın sonunda böbrek nakil edilmesi gerektiğini söylediler, ben de ‘ben vericiyim’ dedim, o esnada da kilom fazlaydı. İlk geldiğimde kilodan dolayı, olmaz dediler, sonra ben diyete başladım kilo verdim. 5 ayda 127 kilodan 92 kiloya düştüm, direndim ve başardım. Spor yaptım, yemek fazla yemedim,”
“ANNEM BANA CAN VERMİŞTİ, BİR CAN DA BEN ANNEME VERDİM” “Annemin hayatını kurtarmak için azimle direndim. Organ nakli haftasıymış bu hafta, biz de yeni öğrendik, organ nakli hayat kurtaran bir şey ve çok güzel. Annem bana bir can vermişti, bir can da ben anneme verdim. Şimdi çok mutluyum, böbreğim anneme oldu, çok şükür, çok sağlıklı geçti ameliyatımız. Tüm doktorlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. Hamdiye Akan ise, “İlk başta istemiyordum oğlum versin, zorla ‘illa ben böbreğimi vereceğim, diyaliz kabul etmiyoruz, kim sana bakar’ dedi, mecbur kaldım kabul ettim. Babası ben vereceğim dedi, onun şekeri vardı olmadı” dedi. Dicle Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Cerrahi Sorumlusu, böbrek naklinin organ nakli haftasına denk gelmesinin anlamlı olduğunu belirterek, anne ile oğlunun durumunun iyi olduğunu söyledi. Nurullah’ın bir kahraman olduğunu ifade eden Dr., özellikle beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organ bağışında bulunmasının önemine vurgu yaparak: “Hastamız, böbrek yetmezliği tablosu bir yıl içerisinde gelişen bir hasta. Oğlunun hafif bir obezitesi vardı ve ailede böbreğini verebilecek tek kişi olarak bize sunuldu. Kendisinin obezitesi olduğu için, obez hastaların yani kilosu olan hastaların iyi bir organ vericisi olduğunu düşünmüyoruz. Kendisi çok azimli, annesi için kilo verdi ve kilosu uygun koşullara geldi, biz de ondan sonra ameliyat kararı aldık.”
Kendisinin sol böbreğini aldık, kendisi bağışladı, kendisi bir kahraman bizim için. Organ vericilerin tamamı öyle. Annesine böbrek naklini gerçekleştirdik, annesi iyi, klinik tablosu çok iyi, geceyi de çok iyi geçirdiler. Tabii bizim yoğun bakım ve klinik takibimiz devam ediyor her iki hasta için. İşler şu anda yolunda görünüyor. “
Bu süreç bittiğinde annesi bu böbrekle yeni yaşamına dönecek ve sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirecek. Verici de kendine dikkat edecek, kilo vermeye devam edecek, daha sağlıklı ve daha pozitif bir yaşama geçerse çok büyük bir zarar görmeden hayatına devam edecek. Annesi, kronik böbrek yetmezliği hastası, iki böbreği de çalışmıyordu, biz ona oğlundan aldığımız böbreği takarak diyaliz sürecine girmeden tekrar böbrekli yaşamı başlatmış olduk. Tabii bizim isteğimiz, bu haftanın önemini vurgulamak adına söylüyorum, yaşayan ve hayatına devam eden kişilerin değil de beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organ bağışı yapması önemlidir ve bunu istiyoruz.” dedi.
“ANNEM BANA CAN VERMİŞTİ, BİR CAN DA BEN ANNEME VERDİM” “Annemin hayatını kurtarmak için azimle direndim. Organ nakli haftasıymış bu hafta, biz de yeni öğrendik, organ nakli hayat kurtaran bir şey ve çok güzel. Annem bana bir can vermişti, bir can da ben anneme verdim. Şimdi çok mutluyum, böbreğim anneme oldu, çok şükür, çok sağlıklı geçti ameliyatımız. Tüm doktorlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi. Hamdiye Akan ise, “İlk başta istemiyordum oğlum versin, zorla ‘illa ben böbreğimi vereceğim, diyaliz kabul etmiyoruz, kim sana bakar’ dedi, mecbur kaldım kabul ettim. Babası ben vereceğim dedi, onun şekeri vardı olmadı” dedi. Dicle Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Cerrahi Sorumlusu, böbrek naklinin organ nakli haftasına denk gelmesinin anlamlı olduğunu belirterek, anne ile oğlunun durumunun iyi olduğunu söyledi. Nurullah’ın bir kahraman olduğunu ifade eden Dr., özellikle beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organ bağışında bulunmasının önemine vurgu yaparak: “Hastamız, böbrek yetmezliği tablosu bir yıl içerisinde gelişen bir hasta. Oğlunun hafif bir obezitesi vardı ve ailede böbreğini verebilecek tek kişi olarak bize sunuldu. Kendisinin obezitesi olduğu için, obez hastaların yani kilosu olan hastaların iyi bir organ vericisi olduğunu düşünmüyoruz. Kendisi çok azimli, annesi için kilo verdi ve kilosu uygun koşullara geldi, biz de ondan sonra ameliyat kararı aldık.”
Kendisinin sol böbreğini aldık, kendisi bağışladı, kendisi bir kahraman bizim için. Organ vericilerin tamamı öyle. Annesine böbrek naklini gerçekleştirdik, annesi iyi, klinik tablosu çok iyi, geceyi de çok iyi geçirdiler. Tabii bizim yoğun bakım ve klinik takibimiz devam ediyor her iki hasta için. İşler şu anda yolunda görünüyor. “
Bu süreç bittiğinde annesi bu böbrekle yeni yaşamına dönecek ve sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirecek. Verici de kendine dikkat edecek, kilo vermeye devam edecek, daha sağlıklı ve daha pozitif bir yaşama geçerse çok büyük bir zarar görmeden hayatına devam edecek. Annesi, kronik böbrek yetmezliği hastası, iki böbreği de çalışmıyordu, biz ona oğlundan aldığımız böbreği takarak diyaliz sürecine girmeden tekrar böbrekli yaşamı başlatmış olduk. Tabii bizim isteğimiz, bu haftanın önemini vurgulamak adına söylüyorum, yaşayan ve hayatına devam eden kişilerin değil de beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organ bağışı yapması önemlidir ve bunu istiyoruz.” dedi.