Hiperpigmentasyon veya cilt pigmentasyonu, cildin bazı bölgelerinin diğer bölgelerden daha koyu olduğu bir durumdur. Hiperpigmentasyon küçük alanlarda ortaya çıkabilir, geniş alanları kaplayabilir veya nadir durumlarda tüm vücudu bile kaplayabilir. Bu, tüm cilt tiplerine sahip insanları etkileyen oldukça yaygın bir cilt sorunudur. Cildin, saçın ve gözlerin rengini, melanosit adı verilen özel hücreler tarafından üretilen melanin pigmenti belirler. Melanin genellikle cilt boyunca eşit olarak dağılır, ancak bazı kişilerde melanin konsantrasyonunun normalden daha yüksek veya daha düşük olduğu cilt bölgeleri olabilir. Sonuç olarak, ciltte kahverengi veya gri lekeler belirir. Bir dizi faktör melanin üretiminde artışa neden olabilir, ancak başlıcaları güneşe maruz kalma, hormonal değişiklikler, yaş, yaralanma veya cilt iltihabıdır. Güneşe Maruz Kalma Güneş ışığına aşırı maruz kalma, hiperpigmentasyonun ana nedenidir. Güneş ışığı, cildi zararlı UV ışınlarından koruyan doğal bir güneş kremi görevi gören ek melanin üretimini tetikler. Ancak aşırı güneşe maruz kalma bu süreci bozarak hiperpigmentasyona yol açar. Ek olarak güneşe aşırı maruz kalma, mevcut hiperpigmentasyon lezyonlarını (yaş, güneş lekeleri, melazma ve iltihap sonrası hiperpigmentasyon lekeleri) daha da belirgin hale getirir. Hastalıklar ve İlaçlar Bazı hastalıkların ve ilaçların hiperpigmentasyona neden olabileceği tespit edilmiştir. Pigmentasyon bozuklukları aynı zamanda bağışıklık ve sindirim bozuklukları, metabolik bozukluklar ve vitamin eksiklikleri gibi bazı hastalıkların bir belirtisidir. Hiperpigmentasyon, kemoterapi, antimalaryal ve antikonvülzan ilaçlar ve antibiyotikler dahil olmak üzere bir dizi ilaç alınmasından da kaynaklanabilir. Hormonal Değişiklikler Hormonal değişiklikler, melazma veya kloazma olarak bilinen belirli bir hiperpigmentasyon tipinin ana nedenleridir. Bu durum özellikle kadınlar arasında yaygındır ve uzmanlar, kadın cinsiyet hormonları östrojen ve progesteronun aşırı melanin üretimini uyardığında ve güneşin cildi etkilediğinde meydana geldiğine inanırlar. Bu cilt sorunu hamile kadınlar için tipiktir. Melazma, hamile kadınların yüzde 10-15’inde ve doğum kontrol hapları kullanan kadınların yüzde 10-25’inde görülür. Bu durum erkeklerde daha az yaygındır. Yaş Yaş veya ‘karaciğer’ lekeleri, yaygın bir hiperpigmentasyon şeklidir. Yaşlılık lekeleri, 40 yaşın üzerindeki kişilerde, ellerde, yüzde veya sık güneşe maruz kalan diğer bölgelerde meydana gelir. Yaşla birlikte melanin üreten cilt hücrelerinin sayısının azalması, ancak hücre hacminin geri kalanının artması ve melanin dağılımının eşitliğinin bozulması nedeniyle ortaya çıkarlar. Deride Hasar ve İltihaplanma İltihaplanma sonrası hiperpigmentasyon, kesikler, yanıklar, kimyasallara maruz kalma, akne, atopik dermatit veya sedef hastalığından kaynaklanan travma veya cilt iltihabından sonra ortaya çıkar. Cilt koyulaşır ve iltihaplanma nedeni ortadan kaldırdıktan sonra pigmentasyon alanları renksizleşir. Güneşten korunma, hiperpigmentasyonu önlemeye yardımcı olan en önemli ve temel adımdır. Güneş ışınları bulutlu günlerde bile cildi etkiler, bu nedenle hava durumu ne olursa olsun cildinize günlük güneş koruması sağlamanız önerilir. Şehir için kremin etki spektrumu 15-25 SPF, denizde ve dağlarda 30-50+ SPF olmalıdır. Cildin güneşe maruz kalmasını sınırlamak da hiperpigmentasyonu azaltmaya yardımcı olacaktır. En sıcak saatlerde güneşe çıkmamak ve mümkünse koruyucu giysi, şapka ve gözlük kullanmak daha iyidir. Güneşe çıkmadan önce, cilt tipinize ve durumunuza uygun SPF düzeyine sahip güneş koruyucu uygulayın ve düzenli olarak yenileyin. Mevcut yaşlılık lekeleri nasıl azaltılır? Yaşlılık lekelerini önlemek, onları düzeltmekten daha kolaydır. Hiperpigmentasyon konusunda endişeleriniz varsa, bu sorunu çözmek için formüle edilmiş ve klinik ve dermatolojik olarak etkili olduğu kanıtlanmış cilt bakım ürünlerini arayın. Kimyasal peeling ve lazer tedavileri gibi dermatolojik tedaviler de hiperpigmentasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Peeling, hiperpigmentasyonu gidermenin ve yeni ve eşit pigmentli cilt görünümünü uyarmanın en etkili yollarından biridir. İşlem sırasında yüz, boyun ve ellere kimyasal solüsyon uygulanır. Bu işlem cildi eksfoliye eder ve yeni cilt hücrelerinin büyümesini uyarır. Lazer tedavileri kimyasal peelinge benzer bir etkiye sahiptir, ancak burada dermatolog lekenin yoğunluğu üzerinde daha fazla kontrole sahip olduğundan tedavi daha hedefe yönelik olabilir. En yumuşak lazer tedavileri cildin sadece yüzey tabakasını etkilerken, daha yoğun olanlar cildin en derin katmanlarını etkiler. İlk olarak, hiperpigmentasyonun altında yatan nedeni ortadan kaldırmanız gerekir. Bu durumu erken tedavi etmek cildin daha fazla koyulaşmasını önlemeye yardımcı olacaktır. Hamilelik sırasında melazma gibi bazı hiperpigmentasyon belirtileri kendi kendine kaybolabilir. Hiperpigmentasyon için bir dizi etkili ilaç vardır. Etkiyi arttırmak için tek başlarına veya birbirleriyle kombinasyon halinde kullanılabilirler. Bu tedavilerin bazıları birkaç ay sürer. Hidrokinon Hiperpigmentasyon için en yaygın ilaçlardan biri hidrokinondur. Hidrokinon, melanin yapmak için gereken bir enzimin etkisini yavaşlatır. İlaç, bazıları reçetesiz satın alınabilen kremler, losyonlar ve jeller halinde mevcuttur. Ancak hidrokinon güneş lekeleri üzerinde etkili değildir. Ayrıca, kimyasal peeling ve lazer tedavileri gibi cildi tahriş edebileceğinden ve özellikle fototip 3-6 olan kişilerde iltihaplı hiperpigmentasyona neden olabileceğinden yalnızca sınırlı bir süre için kullanılabilir. Topikal Retinoidler Bunlar, A vitamininden türetilen ilaçlar içeren kremler, losyonlar ve jellerdir. Hiperpigmentasyonu tedavi etmek için tek başına veya diğer ilaçlarla birlikte kullanılabilirler. Azelaik Asit Azelaik asitli jel ve krem, melanin yapmak için gerekli bir enzim olan tirozinaz üretimini yavaşlatır ve melanin üreten hücreler olan anormal melanositlerin büyümesini engeller. Kojik Asit Bu asit, fermantasyon sırasında bazı mantarlar tarafından üretilir. Melanin oluşumunu yavaşlatır ve hidrokinon ve glikolik asit ile birlikte kullanılabilir. C Vitamini Cildi aydınlatma işlevinin yanı sıra iltihap önleyici etkileri de vardır ve güneş ışığının neden olduğu moleküler hasarın azaltılmasına yardımcı olur. Tedavi seçiminden bağımsız olarak, dışarı çıkmadan önce güneş kremi kullanmak zorunludur. Ciltte hiperpigmentasyon riskinin azaltılması, öncelikle günlük güneş koruyucu kullanımı ile kolaylaştırılır. Hiperpigmentasyonu olan kişiler, güneşten kaçınmalı ve koruyucu giysi, şapka ve güneş gözlüğü takmalıdır. Açık güneşte bir günün aylarca süren hiperpigmentasyon tedavisini ortadan kaldırabileceğini unutmayın. İkincisi, vücuttaki serbest radikaller ve antioksidanlar dengesini korumak önemlidir. Serbest radikaller sağlıklı cilt hücrelerine ve diğer vücut sistemlerindeki hücrelere zarar verir. Antioksidanlar serbest radikalleri yok eder ve cilt hücrelerinin zarar görmesini önleyerek iyileşmesine yardımcı olur. Antioksidanlar, pigmentasyonu önlemek için belirli besinler aracılığıyla tüketilebilir veya kozmetik olarak kullanılabilir. C vitamini ve glutatyon takviyeleri, serbest radikalleri yok etmeye ve oksidatif stresi önlemeye yardımcı olur. Yeterli miktarda antioksidan bakımından zengin besinler (yeşil sebzeler, meyveler, yeşil çay) içeren dengeli bir diyet de cildin güçlenmesine yardımcı olur. C vitamini, meyve özleri, arbutin, glikolik, kojik, azelaik ve ferulik asitler, arbutin, retinol ve niasinamid gibi antioksidan içerikli cilt bakım ürünlerini de kullanabilirsiniz. B3 vitamini olarak da bilinen Niasinamid, hiperpigmentasyon riskini azaltmada ve cilt tonunu eşitlemede güçlü bir bileşendir. Etkinliği klinik olarak kanıtlanmıştır. Bu bileşenleri içeren topikal preparatlar, melanin üretimini engellerken, ölü derinin üst tabakasını kaldırarak hücre döngüsünü arttırır ve böylece mevcut pigmentasyonu azaltır.