Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce Diyarbakır CHP İl Başkanlığı’na kayyum atanmasına 18 Temmuz’da karar verdi. Mahkeme istinaf yolu açık olmak üzere aldığı kararla, il başkanlığı yönetimine Canan Tanış, Behçet Gezer, Muzaffer Değer, Mehmet Beşir İpekçi, Devrim Budak ve Süleyman Berberoğlu’nu atayarak, ‘en kısa yasal sürede genel kurul çağrısı’ yapmaları için yetki ve izin verdi.
Bunun üzerine kayyum heyeti öğlen saatlerinde Bağlar ilçesinde bulunan CHP İl binasına geldi. Partililer ve bazı yöneticilerin de aralarında olduğu 40 kişilik grup, alkışlarla kayyum heyetini protesto etti. Yaşanan tartışmalar üzerine kayyum heyeti, binadan ayrıldı.
‘BU GÖREVİ DEVRALMALARINA HUKUKEN BİR İMKAN YOK’
Açıklama yapan CHP Diyarbakır Hukuk Sorumlularından avukat Abdullah Şuayp Alyamaç, olağanüstü il kongresinin yapılmamasından kaynaklı bazı delegeler tarafından partiye dava açıldığını belirterek, “Bu dava sonucunda Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi olağanüstü kongreye çağrılması adına bir kayyum heyeti görevlendirdi. Ancak davacılar bu davayı açarken tedbir talebinde de bulunmuşlar. Ancak mahkeme tarafından herhangi bir tedbir kararı verilmemiş. Dolayısıyla söz konusu karar şu an istinaf yolu açık bir karar. Yani hukuki süreç devam ediyor. Dolayısıyla ortada kesinleşmiş bir karar olmadığından dolayı arkadaşlarımızın şu an gelip bu görevi devralmalarına hukuken bir imkan yok. Olay bundan ibarettir” dedi.
‘İSTİNAFTAN DÖNECEK BİR KARARDIR BU’
CHP Diyarbakır Hukuk Sorumlularından Avukat Nilay Akay Güzel ise, şunları söyledi:
“Dün hemen gerekçeli karar yazıldı, istinaftan dönecek bir karardır bu, hukuka aykırı bir karardır. Bugün de gelip koltuğu devralmak istediler. Zaten bu karar kesinleşse bile koltuğu devralma gibi bir hakları yok. Yetkileri sınırlı, onlar da partimizin üyeleridir. Biz onlara da belirttik. ‘Hak, hukuk ve adalet yolunda, seçime giden bu yolda gelin beraber hareket edelim’ dedik. Bu zaten istinaf yolu açık bir karar. Karar kesinleştikten sonra gerekli hukuki yollara başvurup gelip burada yetkilerini kullanma haklarına sahipler. Bizim zaten o noktada yapabileceğimiz başka bir şey yok. Biz burada bırakıp gitmek durumundayız çünkü yargı üstündür. Bizim her zaman söylediğimiz gibi yargıya karşı elimiz kolumuz bağlıdır. Yargının üstünlüğünü biz korumaktayız. Kabul etmekteyiz zaten Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel ilkelerinden biridir. Biz bunları da onlara belirttik. Gelsinler, parti çalışmalarımız aktif olarak devam etmektedir. Biz bir aileyiz.”