Bursa’nın Osmangazi ilçesi Yahşibey Mahallesi’nde, 3 Ocak saat 08.20’de, BursaTeknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi olan Enes Kör (21), deposunda çalıştığı süpermarkete gitmek için evden çıkıp Altıparmak Caddesi üzerindeki otobüs durağına doğru yola çıktı. İddiaya göre, bu sırada Erkan Aysu (31), elindeki tornavida ile Enes Kör’ün yolunu kesip cep telefonunu istedi. Enes Kör olumsuz yanıt verince Aysu, “Seni burada öldürürüm kimse bulamaz.” dedi. Aysu, tornavidayı Enes Kör’ün karnına dayayıp boğazını sıktı. Cebinde bulunan bıçağı çıkaran Enes Kör ise, Erkan Aysu’yu yaralayıp yakındaki evine geri döndü. Enes Kör, olayı ağabeyine anlattı. Ağabeyi 112’yi arayarak durumu bildirdi, Enes Kör ise işe gitti. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, elinde tornavida bulunan Aysu’yu, ilk müdahalenin ardından Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Aşırı kan kaybeden Aysu, doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Hırsızlık, uyuşturucu kullanmak, tehdit, kasten yaralama suçlarından 20 ayrı kaydı bulunan Aysu’nun cenazesi, otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Erkan Aysu, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Hasköy Mezarlığı’nda toprağa verildi. Enes Kör’ün ağabeyi, polis ekipleriyle kardeşinin çalıştığı iş yerine gitti. Cinayetle sonuçlanan yaralama olayı sonrası polis, Enes Kör’ü çalıştığı markete ait depoda gözaltına aldı. Herhangi bir suç kaydına rastlanmayan Enes Kör, emniyetteki sorgusunun ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece, cinayet suçundan tutuklanarak cezaevine kondu. Bursa’da üniversite öğrencisi, yolunu kesen gaspçının ölümüne neden oldu
Oğlunun yaşadığı olay sonrası şoka giren anne Zakire Çobanoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Çocuğumun başına böyle bir olay gelmesini hiç istemezdim. Çocuğumun sabah kahvaltısını hazırladım. Kahvaltısını yapıp işe gitmek için evden çıktı. 5 dakika sonra eve geri geldi. Şok halindeydi. Biz de şaşırdık. Ağabeyini alıp gitti. 112’yi aramışlar. Ben bayılmışım. Bu sabah yine baygınlık geçirdim. Epilepsi ve aplastik anemi hastasıyım. Psikolojik rahatsızlıklarım var.” Eşinden ayrıldıktan sonra 2015 yılında iki oğluyla birlikte Bursa’ya taşındığını söyleyen Çobanoğlu, “Hayat şartları çok zor. Büyük oğlum çalışıyor. Enes üniversite okuyordu. Öğrenci Değişim Programı Erasmus’u kazanmıştı, mart ayında gidecekti. Benim çocuğum okuyordu, okuluna düzenli gidiyordu. Okulu olmadığı zamanlar işe gidiyordu.” dedi. Çobanoğlu, olay günü yaşananları şöyle anlattı: “Bizim mahallemiz güvenli değil. Tinerciler, uyuşturucu kullananlar var. Böyle olaylar çok oluyor. Çocuğumun önüne çıkmış birden. Daha önce de birkaç kere çıkmış karşısına. Çocuğum o yüzden, koruma amaçlı yanımda bıçak taşıyorum diyordu. Enes çok sevgi dolu, enerjik bir çocuk. Kendisini, insanları, hayvanları çok seven bir çocuk. Hiç kimseyi incitmezdi. Derslerinden kalan boş vakitlerinde işe gidiyordu. Hafta sonları çalışıyordu ama hafta içi de dersi olmadığında işe gidip çalışıyordu. Olayın olduğu pazartesi günü dersi yokmuş, işe gidiyordu. Saldırgan üstüne gelmiş, Enes’i gel buraya, gel buraya diye çağırmış. Boğazını eliyle sıkmış, tornavidayı da karnına dayamış. Seni burada öldürürüm, kimse de bulamaz demiş. Telefonunu istemiş. Enes de telefonunu vermemek için cebine koymuş. Çocuğumu kameraların görmediği bir duvara yaslamış. İşe giderken o sokağı kullanmak zorunda olduğu için o yoldan gidiyordu. Kendini korumak için bıçağı kullanmış. Keşke yanında taşımasaydı. Ama kendini savunmasa benim oğlum ölecekti. Onun da ölmesini istemezdim. Onun da ailesi var, keşke ailesinin canı yanmasaydı. Oradan geçen bir kadın da olabilirdi, ben de olabilirdim.” Oğlunun yardım çığlığı attığını ama hiç kimsenin korkusundan dışarı çıkmadığını söyleyen Çobanoğlu, “Kadir Şeker olayını gördük, izledik. Enes, imdat diye bağırmış. Kimse dışarı çıkmamış. Olayı gören komşular da korkudan dışarı çıkmamış. Aynı Kadir Şeker olayı gibi, benim oğlumun başına da geldi. İmdat çığlığı atmış, imdat, imdat diye bağırmış çocuğum.” dedi.
Oğlunun yaşadığı olay sonrası şoka giren anne Zakire Çobanoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Çocuğumun başına böyle bir olay gelmesini hiç istemezdim. Çocuğumun sabah kahvaltısını hazırladım. Kahvaltısını yapıp işe gitmek için evden çıktı. 5 dakika sonra eve geri geldi. Şok halindeydi. Biz de şaşırdık. Ağabeyini alıp gitti. 112’yi aramışlar. Ben bayılmışım. Bu sabah yine baygınlık geçirdim. Epilepsi ve aplastik anemi hastasıyım. Psikolojik rahatsızlıklarım var.” Eşinden ayrıldıktan sonra 2015 yılında iki oğluyla birlikte Bursa’ya taşındığını söyleyen Çobanoğlu, “Hayat şartları çok zor. Büyük oğlum çalışıyor. Enes üniversite okuyordu. Öğrenci Değişim Programı Erasmus’u kazanmıştı, mart ayında gidecekti. Benim çocuğum okuyordu, okuluna düzenli gidiyordu. Okulu olmadığı zamanlar işe gidiyordu.” dedi. Çobanoğlu, olay günü yaşananları şöyle anlattı: “Bizim mahallemiz güvenli değil. Tinerciler, uyuşturucu kullananlar var. Böyle olaylar çok oluyor. Çocuğumun önüne çıkmış birden. Daha önce de birkaç kere çıkmış karşısına. Çocuğum o yüzden, koruma amaçlı yanımda bıçak taşıyorum diyordu. Enes çok sevgi dolu, enerjik bir çocuk. Kendisini, insanları, hayvanları çok seven bir çocuk. Hiç kimseyi incitmezdi. Derslerinden kalan boş vakitlerinde işe gidiyordu. Hafta sonları çalışıyordu ama hafta içi de dersi olmadığında işe gidip çalışıyordu. Olayın olduğu pazartesi günü dersi yokmuş, işe gidiyordu. Saldırgan üstüne gelmiş, Enes’i gel buraya, gel buraya diye çağırmış. Boğazını eliyle sıkmış, tornavidayı da karnına dayamış. Seni burada öldürürüm, kimse de bulamaz demiş. Telefonunu istemiş. Enes de telefonunu vermemek için cebine koymuş. Çocuğumu kameraların görmediği bir duvara yaslamış. İşe giderken o sokağı kullanmak zorunda olduğu için o yoldan gidiyordu. Kendini korumak için bıçağı kullanmış. Keşke yanında taşımasaydı. Ama kendini savunmasa benim oğlum ölecekti. Onun da ölmesini istemezdim. Onun da ailesi var, keşke ailesinin canı yanmasaydı. Oradan geçen bir kadın da olabilirdi, ben de olabilirdim.” Oğlunun yardım çığlığı attığını ama hiç kimsenin korkusundan dışarı çıkmadığını söyleyen Çobanoğlu, “Kadir Şeker olayını gördük, izledik. Enes, imdat diye bağırmış. Kimse dışarı çıkmamış. Olayı gören komşular da korkudan dışarı çıkmamış. Aynı Kadir Şeker olayı gibi, benim oğlumun başına da geldi. İmdat çığlığı atmış, imdat, imdat diye bağırmış çocuğum.” dedi.