Bursa’da, Cumhuriyet Caddesi ile İnönü Caddesi’nin kesişim noktasında, dört yol ağzında 16. asırda Kanuni’nin sadrazamlarından Semiz Ali Paşa tarafından yer alan han ve bir zamanlar Bursa’nın en büyük hanlarından olan Galle Han, 1855 depreminde büyük hasar gördü. 1906’da Cumhuriyet Caddesi’nin açılması sırasında büyük kısmı yok olan Galle Han’ın bugüne kadar ulaşan iki kemeri, üzerine apartmanların yapılmasıyla betonların içinde kaldı. İki apartmanın içinden tarihî kemerlerin yalnızca bir kısmı gözüktüğü, kemerlerde altından geçen ağır taşıtların darbelerinden derin izler ortaya çıktığı görüldü. Tarihî hanın yakınında esnaflık yapan Sedat Akbalış, şu açıklamalarda bulundu: “Ben çocukluğumdan beri buradayım. Burada Osmanlı döneminden kalma bir kapı vardı. Bundan sekiz on sene evvel bu kapıyı buradan alıp götürdüler. Her halde belediye alıp götürdü. Yanlış bir şey söylemek istemiyorum ama, demir bir kapıydı. Bu kapının Yeniçeri ocaklarından kaldığını, burayı mühimmat deposu olarak kullandıklarını büyüklerimiz anlatırdı. Bu kemer kapının bir bağlantısı. Yani han kapısının girişi burası. Bu da onunla bağlantılı bir kapı. Bu yapılar sonradan yapılmış. Belediyeler değiştikçe, burayı inşaata açmışlar; izin vermişler. Mesela şurada dükkanların devamı var. Dükkanların devamının üst katlarında da, böyle dolap dolap tüfeklikler var. Erzakları koydukları yerler var. Yani depo olarak kullanıyorlarmış. İsmini bilemeyeceğim ama, burası Osmanlı döneminden kalma bir kapı. Bu kapının diğer ucunun ise Bursaspor katlı otoparkının orada olduğu söyleniyor. Herkes bunu doğal karşılıyor. Çünkü burada bir sürü yapılaşma olmuş. İnsanlar, bu kapının ne kapısı olduğunu soruyor. Bu yapılaşmayı, yani bizim esas bunları ortaya çıkarmamız lazım. Ulucami’nin etrafını açıyoruz ama, buraları da açmamız lazım, esas önemli tarih burada yatıyor.”