Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına karşı 4 Ocak 2021’de başlayan Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemler birinci yılında hala devam ediyor. Geçtiğimiz ocak ayında üniversitenin öğretim üyeleri ve sözde öğrencileri, Bulu’nun istifa etmesini ve rektörün seçimle belirlenmesini talep etti. Beraberinde ortaya koyulan protestolar, polisi harekete geçirdi. Birçok gösterici gözaltına alınırken; o göstericilerin çoğunun öğrenci olmadığı ortaya çıktı. Önlem alan polis, bu protestolar sürecinde üniversiteyi kapattı, kapıya kelepçe taktı, öğretim üyelerini güvenlik nedeniyle içeri almamaya çalıştı. Yine de üniversitede arbede yaşandı. Protestoların başladığı tarihten itibaren hem öğrencilerin hem de öğretim üyelerinin protestoları, kampüs içerisindeki farklı eylemlerle devam etti. Haliç Üniversitesi rektörlüğünü yürüten Melih Bulu, 2 Ocak 2021’de yayımlanan kararname ile rektörlüğe atandı. Öğretim üyeleri, bunun 1980 darbesinden bu yana üniversite dışından atanan ilk rektör olduğunu savundu. Yeni atanan rektör Melih Bulu’nun daha önceden AK Parti’den milletvekilliği aday adayı olması ve AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı’nı kurması nedeniyle atamanın siyasi bir hamle olduğu öne sürüldü. 4 Ocak’ta başlayan protestoların ilk gününde göstericiler “Melih Bulu bizim rektörümüz değil”, “Devlet tarafından atanmış bir rektör istemiyoruz” gibi sloganlar atıldı. 5 Ocak günü ise bu kez üniversitenin akademisyenleri cübbelerini giydi ve rektörlük binasına sırtlarını dönerek protesto başlattı. Akademisyenler, bu eylemlerini hafta içi her gün rektörlüğe sırtlarını dönerek devam ettirdi. Akademisyenlerin, 2022 yılında da aynı eylemlerini sürdürdüğü görüldü. Protestoların başladığı günden bu yana eğitimde büyük bir ivme kaybedilirken, öğretim görevlilerine tepkiler de dinmiyor. 2022 yılı memur ve emekli zammı ile birlikte maaşları 10 bin liranın üzerine çıkan öğretim görevlilerinin eylemlerini daha ne zamana kadar sürdüreceği ise muamma… Son üç yıldır üst üste ‘Dünyanın En İyi Üniversiteleri’ sıralamasında ilk 200’de olan Boğaziçi Üniversitesi, 2021 yılında ancak 287’nci olabildi. Aylardır eylemde olan akademisyenler, tavırlarından vazgeçmeyerek üniversitenin başarı çıtasını aşağıya çekti. Boğaziçi protestolarında hafızalara kazınan anlar da oldu. Protestolar çerçevesinde hazırlanan bir sergide, Mescid-i Haram’ın arka plan olarak kullanıldığı, mescidin ortasına, Kâbe’nin bulunduğu bölgeye Kâbe’nin üzerini kapatacak şekilde bir Şahmeran tasvirinin yerleştirildiği, resmin etrafına ise LGBTİ bayraklarının eklenmiş olduğu bir eser sergilendi. Bu eser, aralarında Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu’nun yer aldığı birçok önemli isim tarafından Kâbe’ye saygısızlık olarak yorumlandı. Sosyal medya bu görselle adeta ayağa kalktı. Devlet Bahçeli eseri paçavra olarak tanımlarken, Süleyman Soylu, LGBTİ bireyleri “sapkın” olarak nitelendirdi. Kadıköy’de toplanmış göstericilerin polis araçlarına taş ve tekme attığı bir video ise İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından sosyal medyada paylaşıldı. Protestolar sırasında Yol TV tarafından paylaşılan bir videoda polisin protestoculara karşı “Aşağı bak, toplu gezmek yok” ifadesinin kullanıldığı iddia edildi. Sonrasında Yol TV, haber hakkında bir düzenleme yayımladı ve polisin “Aşağıdan” dediğinin anlaşıldığı açıkladı. Emniyet Genel Müdürlüğü de yaptığı açıklamada, “Aşağıdan” dendiği ifade etti. Bu aralıkta viral hâle gelen ilk videonun haber başlığından hareketle sosyal medyada “Aşağı Bakmayacağız” söylemi yaygın olarak kullanıldı, birçok siyasi ve ünlü benzer paylaşımlarda bulundu. Hemen hemen herkes Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ne söyleyeceğini merak ediyordu ve beklenen açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, protestolar için “rutin bir atamanın üniversiteleri kışkırtmak için kullanıldığını” söyledi. “Arkadaşlar ben öğrencilerle neden görüşeyim?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Öğrenciler bu işin içinde değil. Bu işin içinde olan teröristler var. Ne yazık ki öğrencilikle alakası olmayan CHP’nin İstanbul İl Başkanı orada. Kendisi bir DHKP-C militanıdır.”