Edirne’de yaşayan Fevziye ve Emine Sakarya’nın merkeze bağlı Yolüstü köyünde yaşayan babaları, 1991 yılında ömrünü yitirdi. Bu süreçte memurluk yapan Emine Sakarya, köydeki topraklarını icara vererek vazifesine devam etti. Sakarya, 1997 yılında memurluğu bırakarak köye taşındı ve işlerin başına geçerek, çeltik üretimini denedi. Üretimde başarılı olan Emine Sakarya’ya, esnaflık yapan Fevziye Sakarya da katılarak yardım etti. Toplam 176 dönüm alanda çeltik üretimine devam eden iki kız kardeş, ortadan geçen müddette gösterdikleri kararlılık ve azimle köylüye de örnek oldu.
‘ÜRETMEK HİÇ GÜÇ GELMİYOR’
Çeltik üretimine 1997 yılında başladığını anlatan Emine Sakarya, “1991 yılında babam vefat ettiğinde yerimi 5 yıllığına icara vermiştim. İcar mühleti bittiğinde memur olarak çalışıyordum. Sonra kendi yerlerimi ekmek istedim bu işi denemek istedim. Herkes yapıyor ben neden yapamayacağım dedim. 1997 yılında başladım ve bugüne kadar devam ettirdim. Memurluk yapıyordum ancak beni sıkmaya başlamıştı. Denemek için bir ektim baktım hoşuma gitti, ‘ben bu işi yapabiliyorum’ dedim sonra üreticiliğe devam ettim. Bana artık üretmek hiç güç gelmiyor. Birinci vakitler bu kadar teknolojik imkanlar yoktu. Onun için güç oluyordu. Her şey insan kuvvetiyle oluyordu. Artık makineler yapıyor. Bir tek çamur var, ona da artık alıştık” tabirlerini kullandı.
Köyde küçük çocukların da kendilerini örnek aldığını söyleyen Sakarya, “Herkes bizi takdir etmeye başladı. Küçük çocuklar bile bizleri örnek almaya başladı. Bize gelen yansılardan ben hayli mutluyum. Genç kuşaklarımıza seslenmek istiyorum. Beton karın doyurmuyor. Geleceğin işi bence besin dalı, gençlerin bu istikametlere yönelmelerini tavsiye ediyorum” dedi.
‘ERKEK YA DA BAYAN FARKETMEZ, HERKES RAHATLIKLA YAPABİLİR’
Ablasıyla birlikte çeltik üreticiliği yaptıklarını söyleyen Fevziye Sakarya da “Biz aslında baba mesleği olduğu için çiftçiliğin içerisinde büyüdük. Bir mühlet orta verdim, esnaflık yaptım. Daha sonra tekrar çiftçiliğe döndüm. Çeltik üreticiliği babamın vaktinde çok zordu ancak artık şimdi her şey makineleştiği için daha kolay. Erkek ya da bayan fark etmez herkes rahatlıkla yapabilir. Evvelce hiçbir şeyin makinesi yoktu. Bir kanal açılacağı vakit 20 kişi diziliyordu. Ekim yapılacağı vakit elle yapılıyordu. İlaçlama sırt pompaları ile yapılıyordu. Biçim yeniden elle yapılıyordu. Zira biçerdöver diye bir şey yoktu. Elle toplanıp kenara konulup, patoza taşınıyordu. Oradan da öğütülüp tekrar harmanda kürekle kurutuluyordu. Sonra çuvallanıp depoya gidiyordu, yani uzun bir süreç oluyordu. Yerlerin kenarlarına personeller için büyük çadırlar kuruluyordu. Artık ise biz bir hafta üzere bir vakit içerisinde hepsini toplayıp depoya koyabiliyoruz” dedi.
‘HER YERDE HÜRMETLE KARŞILANIYORUZ’
Toplam 176 dönüm alanda üretim yaptıklarını söz eden Sakarya, “Aslına işin zorluğunu birinci olarak ablam başladığı için o çekti. Ben geldiğimde ablam kendini kabullendirmişti. Birinci evvel bayan nasıl yapacak bu işi diye telaffuzlar oldu. Daima erkek işi olarak bilindiği için. Beşerler biraz yapamayacaklarımızı düşündüler. Artık gidip köy kahvesine de oturuyoruz. Her yerde hürmetle karşılanıyoruz. 176 dönüm ekili toprağımız var. Çeltik bilindiği üzere su içerisinde yetişiyor. Su olmazsa olmazların ortasında, damlama yordamı ile ekim yapanlarda var lakin ne kadar başarılı olduğunu bilmiyorum. Ancak biz çeltiği direk su içerisine atıyoruz. Ortada bir ilaçlama gübreleme yapılıyor. Lakin çeltik genelde suyun içerisinde oluyor. Biraz çamurlu bir iş lakin güzel” diye konuştu.
‘EN GÜZEL BİLDİĞİMİZ İŞİ YAPIYORUZ’
Çiftçilik yapmak için daha evvel köyde yaşamış olmanın gerekmediğini söz eden Sakarya, “Herkes bizleri takdir etmeye başladı. İsteseniz yatıp yattığınız yerden para alabilirdiniz, lakin siz çabalıyorsunuz ve üretim yapıyorsunuz diye takdir görüyoruz. En yeterli bildiğin iş demişler. Bizim de bildiğimiz bir iş, çocukluğumuz tarlalarda geçti. Beşerler çiftçilik denince daima köy geliyor insanların aklına o denli bir şey yok. Herkes yapabilir. Dünya genelinde besin badiresi yaşanıyor. Bunu aşmak için daima birlikte üretmeliyiz” sözlerini kullandı.