Bu seçimi etkileyeceği söylenen en önemli konulardan ikisi yükselen enflasyon ve sayıları gittikçe artan şiddet olayları ise üçüncüsü ve belki de en önemlisi hiçbir eyaletin kabul etmek istemediği sığınmacılar. Bizim boynu eğik halkımız toplam sayıları bir ülke nüfusu kadar olan 13 milyon sığınmacıya “eyvallah” derken elin Amerikalısı 3-5 bin kişi için olay çıkarıyor. Amerikalı, kendi halkının refahını düşünüyor, bizde ise halkın refahı ülke yönetimini ilgilendiren konular sıralamasında en sonda geliyor.
Texas’tan otobüsle yollanan göçmenler
KUZEY-GÜNEY KAVGASI
Son haftalarda ABD’nin Güney’deki 3 eyaleti Florida, Texas ve Arizona, Meksika sınırından giren çok sayıda sığınmacıyı otobüslere bindirerek New York, Chicago, Washington gibi Kuzey’deki kentlere yolluyor. New York Belediye Başkanı Eric Adams kentin yıllık sığınmacı bütçesinin 1 milyar doları bulduğunu söyleyerek olağanüstü hâl ilan etti. ABD’de seçimler yaklaştıkça sığınmacıların ülkeye ilk giriş yaptıkları Güney eyaletleri ile onların kendilerine gönderilmesinden rahatsız olan Kuzey arasındaki çekişmeler de artıyor. ABD’nin güney eyaletleri bölgelerindeki nüfusun Meksikalılaşmasına haliyle karşılar, kendi ülkelerinin topraklarını başkalarına gönüllü pazarlayacak ahlakta değiller.
ABD’de son anketler
Tekrar anımsatayım, New York’taki sığınmacı krizi Türkiye’deki gibi milyonlarla ifade edilen rakamlardan kaynaklanmıyor. Belediye Başkanı Adams’ın açıklamasına göre Nisan’dan bu yana New York’a gelen sığınmacı sayısı sadece 17 bin.
Nüfusu 9 Milyona ve yıllık geliri 1,7 trilyon dolara yaklaşan bu dev dünya başkenti 17 bin kişiden bile rahatsız yani. New Yorklunun yılda kişi başına 190 bin dolar geliri var ve bunu 17 bin kişiyle paylaşmak istemiyor. Bunun yerine yıllık geliri 8 bin doların altında olan Türkiye gibi ülkelerin göçmen kabul etmesi için fonlama yapıyorlar ve göçmen sorununu böylece ucuza mal ediyorlar. Kuşkusuz kapitalizm bir maliyet sistemidir ve başkasının çalışması üzerinden azami artı değeri elde etmektir.
Sığınmacı derneği ve benzeri adlar altında faaliyet gösteren ve yabancı fon kullanan Türkiye’deki militanlar bu gerçeklerden habersiz olamazlar. Ama onlar İstanbul’daki en az 1 buçuk milyon yabancının hepsinin Suriyeli olup olmaması üzerinden gri propaganda yapmayı tercih ediyorlar. Tabii kapitalizmde her şey “fon” uğrunadır. Türk karşıtı Arap ırkçılığının ve siyasal İslamcı ümmetçiliğin arkasında da hep aynı fonlar bulunmaktadır.
Güney’de Kuzey’e göçmen sevkiyatı
Öte yandan, ABD’nin New York kentindeki siyasilerin 17 bin sığınmacıdan paniğe kapılmaları yine de ilginçtir denilebilir. Ama daha da ilginci New York’un Demokrat Başkanı Adams’ın paniğe kapılmasına neden olan sevkiyatın bu kez başka bir Demokrat Partili tarafından, sınır kenti El Paso’nun Meksika asıllı demokrat başkanı Oskar Leeser tarafından yapılması. Bu şekilde olay Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasındaki seçim öncesi çekişmeden çıkıp giderek Kuzey-Güney çekişmesine dönüşmekte. Nasıl ABD İç Savaşı (1861-1865) köleler sorunundan çıktıysa yeni saflaşma da göçmenler konusunda olmakta. Beyazlar yine esmerler yüzünden birbirlerine girmekteler.
EYALETLER-MERKEZ KAVGASI
Bu arada Texas’tan her gün sığınmacı dolu en az 5-6 otobüs kalkıyor. New York Belediye Başkanı, sürekli Texas Valisi Cumhuriyetçi Greg Abbott’u suçluyor. Kentteki sığınma evlerinin evsizlere bile yetmediğini ve sığınmacı akımının kendisine haber verilmeden kışkırtıldığını söylemek için TV’lere çıkıyor. Seçimlerde Texas Valiliğine üçüncü kez aday olan Abbott ise Biden yönetiminin sınırları yeterince korumadığını, Federal devletteki Demokrat yönetim nedeniyle Meksika sınırının kevgire döndüğünü iddia ediyor.
Sınır bölgesinde durum
Abbott bugüne dek 900 sığınmacıyı da otobüslerle Chicago’ya sevk etmiş, Texas ve Arizona eyaletleri ikisi birlikte 10.000 sığınmacıyı başkent Washington’a yollamışlar.
Florida Valisi Ron DeSantis ise geçenlerde 50 adet sığınmacıyı Massachusetts’deki ünlü zenginler mekânı Martha’s Vineyard körfezine uçakla yollamış. Ron DeSantis’in 2024 Başkanlık Seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’den aday olacağı söyleniyor.
Cumhuriyetçiler, Biden’ın göç politikasını eleştirir ve sınır bölgelerindeki barınma olanaklarının yetersizliğinden söz ederlerken Demokratlar muhalefeti şov yapmakla suçluyorlar. Demokratlara göre Cumhuriyetçiler göçmenleri piyon olarak oradan oraya yollayarak kendi siyasal emellerine alet ediyorlar. Ancak, göçmenlerin çoğu da New York, Washington gibi metropollerde iş kurup para kazanma şanslarının daha yüksek olduğunu düşündüklerinden otobüslere binmeye sıcak bakıyorlar.
GÖÇMENLER METROPOL TERCİH EDİYOR
New York’a yollanan sığınmacıların çoğu Venezuela’dan gelenler. ABD’nin Kovid-19 önlemleri gerekçesiyle aldığı bir karara göre diğer ülkelerden gelenler Meksika’ya geri yollanıyor ama bu uygulama Venezuelalılar için geçerli değil.
Demokratların egemen olduğu El Paso, New York’a 7000 sığınmacı yollamış. New York yönetimi inkar etse de, El Paso Demokratları New York’la ortak çalıştıklarını iddia ediyorlar. El Paso Belediye Başkanı “sığınmacılar New York’a gitmek istiyor, New York ne derse desin bugüne dek yolladıklarımızın iki mislini daha yollayacağız” demekte. Meksika ile sınırı bulunan eyaletler “madem ülkeye giriş konusunda federal devlet yetkili o zaman sığınmacılar ülkeye alındıktan sonra da bakımları federal devlete ait olsun, bize yük olmasınlar” diyorlar. Biden yönetimi bu konuda sessiz kaldıkça göçmenler değişik yerlere otobüs ya da uçakla gönderilmeye, medya da bunu diline dolamaya devam ediyor.
Sığınmacılar ifade sırası beklerken
New York Belediye Başkanı Adams “bizim merhamet duygumuz sınırsız, ama kaynaklarımız kısıtlı” şeklinde konuşuyor ve kente gelen göçmenlerin rekor sayıda olduğunu söylüyor. Adams yakında tüm olanakların tükeneceğini, olağanüstü hâl sayesinde diğer yönetim birimleriyle daha koordineleri çalışabileceklerini belirtiyor. New York sığınmacı alarmını daha yeni verirken başkent Washington’un Belediye Başkanı Muriel Bowser bir aydan beri OHAL ilan etmiş durumda. Başkentte özel sığınmacı büroları açılmış ve sokakta kimse kalmamasına çalışılıyor.
ABD’DE SON ANKETLER
Peki, göçmenler sorununun enflasyonla birlikte gündemin baş köşesine oturduğu ABD’de son anketlere göre Kasım seçiminden ne sonuç çıkacak? Başkan Joe Biden’ın kamuoyu desteğinin yeniden yüzde 40’lara düştüğü bir ortamda Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat çoğunluğun değişeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Şu anda sandalye sayıları 435’te 218 olan Demokratların 180’e kadar inmeleri sürpriz olmayacak şeklinde değerlendirmeler var. Bu durumda Temsilciler Meclisi’nde kesin bir Cumhuriyetçi çoğunluk bekleniyor.
İstikamet New York
Senato’da ise Demokratlar bugünkü statükoyu sürdürme umudu içindeler. Yani 50’ye 50 eşitlik devam edecek ve eşitlik halinde Anayasa gereği Başkan Yardımcısının oyu çoğunluğu sağladığından Demokrat kontrol kıl payı devam edecek. Ancak seçimlere hâlâ 4 hafta var ve olağan dışı bir durum haricinde tercihlerdeki değişim Cumhuriyetçilerden yana gibi görünüyor.
Biden’ın Kasım’da önemli bir siyasal darbe alması, örneğin Kongre’nin iki kanadındaki çoğunluğunu da yitirmesi uluslararası dengeleri beklenmedik bir şekilde etkileyebilir. ABD’de büyük bir siyasal değişim olmaması ise aynı süreçlerin devamını getirir. Dünya bu nedenle bu gerilimli dönemde sabırsızlıkla ABD Kasım seçimlerini bekliyor.
Kayahan Uygur