Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün “Yunanistan’ın Ege Adaları’nı işgal ettiğini” belirtmesi ve “bir gece ansızın gelebiliriz” sözünden sonra Odatv olarak Nasuh Mahruki ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.
ADALAR KONUSU NASIL ORTAYA ÇIKTI
Deniz Gezginci: Nasuh Bey adalar konusu nasıl ortaya çıktı?
Nasuh Mahruki: Adalar konusu, bana yapılan operasyonda bir detaydı ve bana karşı bir enstrüman olarak kullanıldı. Asıl mesele beni Akut’un başından almaktı. AKP,2011 Van depremi öncesinden başlayarak deprem sonrasında da uzun süre Akut’un içini karıştırmaya çalışıyordu. Özellikle sosyal medya ve Sözcü Gazetesi’nde yazdığım yazılardan dolayı‘Siyaset yapıyorsun’iddialarıylainsanları bana karşı kışkırtmaya çalışıyorlardı. Yazdığım yazılar ve düşüncelerim iktidarı çok rahatsız etti. Benim de duygularım, düşüncelerim, inandıklarım, ülkeyle ile endişelerim, siyasi olarak fikirlerim var ve bunları paylaşmakta özgürüm. Hareket alanımı daraltmak ve bir şekilde beni Akut’un başından almak için kafayı bana taktılar. Bunun için de epeyce yasa dışı işler yaptılar.
Deniz Gezginci: Yunanistan’ın Ege Adaları’nı işgali ile ilgili söylediğiniz sözlerle ilgili hakkınızda Cumhurbaşkanı’na hakaretten dava açılmıştı. Öncelikle olayı hatırlamak için sizden dinleyebilir miyiz?
Nasuh Mahruki: Ege adaları ile ilgili konu 05 Ekim 2016 yılında A Haber’de katıldığım bir televizyon programında yaşandı. O gün programda; ‘Ege’deki Türk adalarını Yunanistan’a terk etmek bizzat vatana ihanet suçudur.Bu devran değiştiğinde o işten sorumlu Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı vatana ihanetten yargılanacaktır. Çünkü vatan toprağını düşmana terketmek vatana ihanet suçudur, cezası da ağırlaştırılmış müebbettir’ demiştim. Karşımdaki konuşmacının olayı köpürtmesi ve provokasyonuile bir anda konuşmanın ortasında Cumhurbaşkanına hakaret edemezsiniz, Cumhurbaşkanımızı tehdit edemezsiniz diye bağırıp çağırması ben Cumhurbaşkanı’na hakaret etmişim gibi kabul edildi.
İFADESİNİ ŞU AN FETÖ’DEN İÇERİDE OLAN SAVCI ALDI
Deniz Gezginci: Programdan sonra neler yaşandı?
Nasuh Mahruki: Programın ertesi günü yani 06 Ekim’de yandaş medya ve sosyal medyada benimle ilgili “Bu adamı tutuklayın, Nasuh Mahruki artık sınırını çok aştı, Cumhurbaşkanına hakaret etti”gibipaylaşımlar çıktı ve yer yerinden oynadı. Aynı gün bir Vali ve bir Belediye Başkanı Akut ekiplerini yanına çağırıp, “Genel Başkanınız Cumhurbaşkanına hakaret etti ve bütün ipleri koparttı. Bundan sonra kendi ekiplerimle çalışacağım, sizi hiçbir şekilde operasyonlara çıkarmayacağım, yerleşkenizden de çıkartılacaksınız” tehditlerinde bulundu. Bir anda Akut’un içi karıştı. 19 gün sonra savcının karşısındaydım ve tutuklanma noktasına geldim. Şu an FETÖ’den içeride olan Savcı Murat İnam’a ifade verdim. O gün gayet rahattım. İfademi verip çıkacağım diye düşünüyordum. Savcıya olayı anlattıktan sonra bana düşmanca davrandı.Tabii suç unsuru hiçbir şey bulamadı. Dosyayı kapatırken “O lafı etmeyecektiniz Nasuh Bey” dedi. Hangi lafı diye sorduğumda“Devran değişecek lafı FETÖ’cü ağzı” dedi. İnanabiliyor musunuz “Devran değişecek” dedim diye savcı beni tutuklama talebiyle yolladı. Polis eşliğinde hâkimin yanına giderken cep telefonum yanımdaydı ve sosyal medya hesabımdan “Savcı devran değişecek lafıma takılıp FETÖ’cü ağzı diyerek Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklanmamı talep etti. PES” diye yazdım. Sonra Türkiye’de yer yerinden oynadı. Barolardan, Siyasi Partilere, Sivil Toplum örgütlerine kadar herkes ayaklandı. Neticede hâkimtutuksuz yargılanmamayönelik karar verdi. Adli kontrol şartıyla salıverildim ve bu süre zarfında haftada bir gün gidip imza attım. O karar da benim için çok utanç verici, hiçhakketmediğim bir karardı.
“AĞZINDAN MI KAÇTI YOKSA STRATEJİ Mİ KURUYOR”
Deniz Gezginci: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son günlere damga vuran Ege’deki Türk Adaları çıkışından sonra bu konuda hakkında dava açılmış biri olarak ne hissettiniz?
Nasuh Mahruki: Ege’deki Yunan Adaları konusu beni gagalamak ve görevden almak için bir detaydı. Bugün çok mutluyum ki bizzat Cumhurbaşkanı çıktı ve “Adaları işgal etmeniz bizi bağlamaz” dedi. Bu konu Türk milletini ve hükümetini bağlamıyorsa dünyada kimi bağlar çok merak ediyorum. O gün ‘Ege’deki Türk adalarını Yunanistan’a terk etmek bizzat vatana ihanet suçudur ve devran değiştiğinde bu ülkede o işten sorumlu Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı vatana ihanetten yargılanacaktır. Çünkü vatan toprağını düşmana terk etmek vatana ihanet sucudur. Cezası da ağırlaştırılmış müebbettir’ sözlerimden dolayı beni bizzat Cumhurbaşkanı’nın avukatları mahkûm etmeye çalışmışlardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan inanılmaz bir şekilde bugün bunları söyledi. Nasıl söyledi? Ağzından mı kaçtı yoksa ona uygun bir strateji mi kuruyor, şu anda başka bir hedefi mi var onu bilmiyorum ama sonuç olarak Yunanistan’ın Ege’deki Türkiye topraklarına ait adaları işgal ettiğiCumhurbaşkanı tarafındanda kabul edilmiş oldu.
Deniz Gezginci: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Bir gece ansızın gelebiliriz” çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nasuh Mahruki:Bu konunun gündeme gelmesi çok önemli. AKP Hükümeti bu konuyuyıllardır hep inkâr ediyordu. Bundan sonra Yunanistan’ın işi çok zor. Artık Türk kamuoyu da bu işgalin farkında. Çok tehlikeli bir durumdayız. Yunanistan ile bir sınır savaşına tutuşabiliriz. Adalar işgal altında ve bir hamle yapılmak zorunda. Bu hamle bir gün yapılacak. Ya Yunanistan silahlandırdıkları adaları silahsızlandıracak ya bizim adaları geri verecek ya da Türkiye gereğini öyle ya da böyle yapacak.
Ancak bu ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ çıkışı ile çözülebilecek bir iş değil. Çok dikkatli hareket edilmesi, hesap yapılması gerekiyor. Bu konu sadece iktidarın konusu da değil.Muhalefeti, vatandaşı, medyayı, akademiyi, sivil toplum örgütleri ile birlikte herkesi ilgilendiren bir konu. Savaştan bahsediyoruz. Savaş çocuk oyuncağı değil. Biz savaşın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Bir ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir’.Bu işler böyle bir gece ansızın gelebiliriz diye ulu orta konuşulmaz. O yüzden ben bu çıkışı çok tehlikeli buluyorum ve Yunanistan’ın da hazırlıklarını görüyorum. Cumhurbaşkanının da dediğini duyuyorum. Bu iki kombinasyonun da çok tehlikeli olduğunu söyleyebilirim. Herkes uyanık olmalı.
Deniz Gezginci