Yunanistan hükümeti, Türkiye ile Libya arasında önceki gün başkent Trablus’ta hidrokarbon alanında mutabakat protokolü imzalanmasına hazırlıksız yakalandı. Uzun süredir Meriç, Ege ve Doğu Akdeniz’de çeşitli kriz ve gerginlik senaryolarının mercek altına alındığı Atina’da, Türkiye’nin böyle bir hamle yapması beklenmiyordu. Atina, Türkiye ile Libya arasında bir protokol imzalanabileceğinden sadece bir gün önce (pazar) kalabalık üst düzey bir Türk heyetinin Trablus’a gideceğinin açıklanması üzerine şüphelendi. Yunan hükümetinin “yasadışı” ve “geçersiz” şeklindeki resmi açıklamalarına rağmen diplomasi kulislerinde Türkiye’nin bu protokolle önemli bir koz elde ettiği belirtildi. Yunan başkentinde, protokol ile ilgili Libya medyasında yer alan haberlere dayanılarak şu değerlendirmeler yapıldı:
UYGULAMA AŞAMASI
“İmzalanan protokol ile 2019 Kasım’ında imzalanan deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin Türkiye-Libya anlaşması uygulama aşamasına girdi.
Libya, kendi kıta sahanlığında Türk keşif ve sondaj gemilerinin çalışmalar yapabilmeleri kapısını açtı.
Libya’nın kıta sahanlığının bir bölümü, 2020’de imzalanan Yunanistan-Mısır anlaşması gereğince Yunan tarafında kalan bölge ile çakışıyor.
Yunanistan ile Libya arasında kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşması bulunmuyor. Türkiye de bu durumdan yararlandı.”
MİÇOTAKİS ÖFKELİ
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis dün Yeni Demokrasi (ND) partisinin parlamento grubundaki konuşmasında “Coğrafya, birileri uyduruk haritalar çizmeye teşebbüs ediyor diye değişmez. Tarih de boş laflarla yeniden yazılmaz” dedi.
Avrupa Birliği Türkiye Delagasyonu ise “AB, söz konusu mutabakata ilişkin tutumunun 2019’da yapılan AB Konseyi toplantısındaki açıkça belirtildiğini hatırlatır. 2019 Türkiye-Libya Mutabakat Anlaşması üçüncü devletlerin egemenlik haklarını ihlal etmekte olup Deniz Hukukuna aykırıdır” açıklamasında bulundu.
DIŞİŞLERİ’NDEN ATİNA VE AB’YE YANIT: HİÇBİR KIYMETİ YOK
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Yunanistan ve AB’nin Türkiye-Libya arasındaki hidrokarbon anlaşmasına yönelik eleştirilerine tepki gösterdi. Bilgiç, özetle şunları söyledi: “Türkiye ile Libya Milli Birlik Hükümeti arasında 3 Ekim’de imzalanan Mutabakat Zaptı hakkında Yunanistan ve AB Sözcüsü tarafından yapılan açıklamaların ülkemiz açısından hiçbir önemi ve kıymeti yoktur. İki egemen devlet arasındaki bu anlaşmaya itiraz edilmesi uluslararası hukuk ve BM’nin temel ilkelerine aykırıdır. Maksimalist deniz yetki alanı talepleriyle Libya’nın da meşru haklarını gasp etmeye çalışan Yunanistan’ın, Türkiye-Libya ilişkilerinin ilerlemesini önleyemeyecektir. AB ise egemen üçüncü ülkeler arasındaki anlaşmalar hakkında hüküm verecek uluslararası bir yargı organı değildir.” (ANKARA)