Çağın en korkutucu hastalıklarından biri olmaya devam eden kanser, her geçen gün milyonlarca insanı yakalamaya devam ediyor. Özellikle de erkeklerde daha sık karşılaşılan ve yüzde 90 sigara kullanımına sağlı olarak gelişen akciğer kanseri görülme sıklığı giderek artıyor. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 2020 verileri de tablonun ne kadar endişe verici olduğunu gözler önüne seriyor. DSÖ’nün verilerine göre 2020 yılında dünyada 2.2 milyon yeni akciğer kanseri vakasının ortaya çıktığı ve akciğer kanserine bağlı 1.8 milyon ölümün gerçekleştiği tahmin ediliyor. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın (IARC) birimlerinden olan Küresel Kanser Gözlemevi (GLOBOCAN) veri tabanına göre ise Türkiye’de 2020 yılında 233 bin 834 kanser tanısı konuldu ve 126 bin 335 ölüm gerçekleşti. Bunlar arasından en sık görülen kanser türü de yine akciğer kanseri oldu. En tehlikeli kanser türlerinden biri olan akciğer kanserlerinin yüzde 90’ı ise sigara kullanıma bağlı gelişiyor. Sigarayı bıraktıktan sonra uzun yıllar risk azalmadığı için, bu kişilerde de yüksek oranda akciğer kanseri görülebiliyor. Sayısız araştırma da hiç sigara içmemiş olanlara kıyasla sigara içenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin 10 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Amerikan Kanser Derneği’nin 1 milyondan fazla Amerikalı üzerinde yaptığı bir araştırmada, sigara içen erkeklerin akciğer kanserine yakalanma riskinin 20 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Daha hızlı ve kötü klinik gidiş gösteren bazı kanser türleri olsa da elde edilen veriler, maalesef ki akciğer kanserinin günümüzde en çok öldüren kanser türü haline gelmiş olduğunu gösteriyor. İnsan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunan sigara, içeriğinde 4 bin kimyasal içeriyor. Bunlardan 43 tanesi kanserojen ve 400 kadarı da toksik. Birçok ölümcül ve kronik hastalığa da yol açan sigara; ilaçsız, yoksunluk sendromu çekmeden ve kısa sürede akupunktur tedavisi ile bırakılabiliyor. Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanserine yakalanma riski de azalıyor. Her türlü kansere yakalanma riskini artıran önemli faktörler arasında sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşam da yer alıyor. Özellikle pandemi döneminde hareketsiz kalındığı için bu dönemlerde temiz havada yürüyüş ve egzersiz yapmak gerekiyor. Ana kaynağı güneş ışınları olan D vitamini eksikliğine de mutlaka dikkat edilmeli. D vitamininin yanında çinko ve C vitamini alınmasını da oldukça önemlidir. Hastalıklarla mücadele etmede dengeli ve sağlıklı beslenmek, çok büyük bir önem teşkil ediyor. Hastalıkların yanı sıra sigara-tütün kullanımı, yoğun trafiğe bağlı egzoz dumanı, hava kirliliği gibi birçok toksik madde de ciğere giriyor. Toksin maddeler, zamanla ciğerlerde birikerek, çeşitli akciğer sorunlarına, tedavi edilmezse akciğer kanserine bile neden olabiliyor. İşte bu nedenle akciğerlerimizi korumak ve toksinlerden arındırmak gerekiyor. Bunun için ise devreye akciğer detoksları giriyor. Doğanın bizlere sunduğu doğal bileşenlerle akciğer detoksları yapabilir ve akciğerlerinizin daha sağlıklı olmasını sağlayabilirsiniz. Ancak, akciğer detoksları da bitkilerden hazırlandığı için kronik rahatsızlığı olanlar, hamileler, emziren anneler ve düzenli ilaç kullananlar, bu detoksu yapmadan önce mutlaka hekimlerine danışmalıdır. Her detoks uygulamasında olduğu gibi bu tarz karışımları bir fitoterapi uzmanına danışarak uygulamak, en sağlıklı sonucu almanızı sağlayacaktır.