İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Batı Asya İşlerinden Sorumlu Genel Müdürü Resul Musevi, muhafazakarlara yakınlığıyla bilinen Mashreghnews haber sitesine göre, 27 Ekim’de katıldığı ‘Azerbaycan Cumhuriyeti ve Afganistan’daki Gelişmelerin Gözden Geçirilmesi’ adlı bir konferansta, Taliban’ı hedef alan konuşma yaptı. Taliban’ın Afganistan’da iktidarı ele almasının İran ulusal güvenliğine zarar verdiğini söyleyen Musevi, şu ifadeleri kullandı: “Acaba Taliban ile savaşmak imkanlar dahilinde mi ve acaba İran’ın Taliban’ı iktidardan indirmesi mümkün müdür? Çok açık ve net söylüyorum ki mümkün değildir. Nihayetinde Taliban bir düşünce akımıdır ve bu özel akıma karşı bir siyaset izlemekten başka seçeneğimiz yok.” Mevcut şartlarda Taliban’ın İran için stratejik bir tehdit oluşturacağı değerlendirmesinde bulunan Musevi, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bu tehdidin doğrudan ve dolaylı etkileri olacaktır. Şu anda DEAŞ dışında Taliban’la savaşacak silahlı muhalif bir güç yok. Yalnızca DEAŞ Taliban’la savaşabilir ve DEAŞ daha kötüdür. Nihayetinde Afganistan’da karşılaştığımız durum budur. Eğer Taliban’la çatışacak olsak daha sonra DEAŞ adında daha kötü bir düşmanla karşılaşacağız. Taliban’ı DEAŞ ile durdurmanın güvenlik açısından bizim çıkarımıza daha uygun olacağı görülüyor.”
İran’ın Taliban’ın resmen tanınması konusuna sıcak bakmadığını dile getiren Musevi, “Dün Afganistan’ın komşularıyla bir toplantı yaptık. Geçen hafta, ülkelerin Taliban’ı tanıma konusunda bir adım attığı Moskova’daydım ancak dünkü toplantıda bölge ülkelerini bu konuda (Taliban’ın tanınması) biraz geri çektik.” dedi. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı, şunları kaydetti: “Dün bölge ülkelerini Rusların, Çinlilerin ve Pakistanlıların Taliban’ı tanımaya doğru ilerlediği toplantıdan bir adım daha geriye götürdük. Tahran bildirisinde “tanıma” kelimesini görmeyeceksiniz ancak bölgenin gerçeği, Ruslar, Çinliler ve Pakistanlılar dahil olmak üzere bölgedeki ülkelerin Taliban ile birlikte çalışacak olmasıdır.” Musevi’nin açıklamaları, özellikle muhafazakar medya organlarında eleştirileri üzerine çekti. Devrim Muhafızları Ordusuna yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansı konuyla ilgili yayınladığı eleştirel haberinde, Musevi’yi önceki Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in döneminden kalma bir diplomat olarak niteleyerek, “Hasan Ruhani ve Muhammed Cevad Zarif’in hükümetten ayrılmalarından üç ay geçmiş olsa da onlardan geriye kalanların ulusal çıkarlara karşı eylemleri devam ediyor.” ifadeleri yer aldı. Musevi’nin, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Afganistan konusundaki açıklamalarına da aykırı hareket ettiğine değinilen haber, şöyle devam etti: “Dışişleri Bakanlığının Batı Asya Genel Müdürü Taliban’ı tehdit olarak görürken, Devrim Rehberi (Hamaney) açıkça İran’ın hükümetlerle ilişkisinin mahiyetinin onların bizimle ilişkisine bağlı olduğunu söylemeye devam ediyor. Dikkate değer bir diğer nokta ise Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü’nün gergin konuşmasından 4 gün önce Taliban’ın siyasi bürosundan bir sözcü, Devrim Rehberi’nin Afganistan’da Şiiler ve Sünniler arasında birlik ihtiyacına ilişkin açıklamasını memnuniyetle karşılamıştı.” Haberde, İran’ın Afganistan’a karşı resmi siyasetinin ülkede huzuru korumak, çatışan tarafları diyaloğa davet etmek, Afganistan halkının haklarının resmen tanınması ve Musevi’nin bu siyasete aykırı açıklamalarda bulunduğu yorumu yapıldı. Konferansta yaptığı konuşma sosyal medyada da yankı bulan İranlı diplomat, eleştirilere sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla yanıt verdi. Musevi, konuşmasının kişisel görüşlerini yansıttığını belirterek, “Toplantıda Afganistan’daki gelişmelere yönelik kendi görüşlerimi ve siyasi analizlerimi dile getirdim. Dışişleri Bakanlığı’nın görüşleri Sayın Bakan ve Bakanlık Sözcüleri tarafından açıklanır. Organizatörlerin benim bilgim olmadan bu ifadeleri alenen yayınlaması doğru değildi.” ifadelerini kullandı.
İran’ın Taliban’ın resmen tanınması konusuna sıcak bakmadığını dile getiren Musevi, “Dün Afganistan’ın komşularıyla bir toplantı yaptık. Geçen hafta, ülkelerin Taliban’ı tanıma konusunda bir adım attığı Moskova’daydım ancak dünkü toplantıda bölge ülkelerini bu konuda (Taliban’ın tanınması) biraz geri çektik.” dedi. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı, şunları kaydetti: “Dün bölge ülkelerini Rusların, Çinlilerin ve Pakistanlıların Taliban’ı tanımaya doğru ilerlediği toplantıdan bir adım daha geriye götürdük. Tahran bildirisinde “tanıma” kelimesini görmeyeceksiniz ancak bölgenin gerçeği, Ruslar, Çinliler ve Pakistanlılar dahil olmak üzere bölgedeki ülkelerin Taliban ile birlikte çalışacak olmasıdır.” Musevi’nin açıklamaları, özellikle muhafazakar medya organlarında eleştirileri üzerine çekti. Devrim Muhafızları Ordusuna yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansı konuyla ilgili yayınladığı eleştirel haberinde, Musevi’yi önceki Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in döneminden kalma bir diplomat olarak niteleyerek, “Hasan Ruhani ve Muhammed Cevad Zarif’in hükümetten ayrılmalarından üç ay geçmiş olsa da onlardan geriye kalanların ulusal çıkarlara karşı eylemleri devam ediyor.” ifadeleri yer aldı. Musevi’nin, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Afganistan konusundaki açıklamalarına da aykırı hareket ettiğine değinilen haber, şöyle devam etti: “Dışişleri Bakanlığının Batı Asya Genel Müdürü Taliban’ı tehdit olarak görürken, Devrim Rehberi (Hamaney) açıkça İran’ın hükümetlerle ilişkisinin mahiyetinin onların bizimle ilişkisine bağlı olduğunu söylemeye devam ediyor. Dikkate değer bir diğer nokta ise Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü’nün gergin konuşmasından 4 gün önce Taliban’ın siyasi bürosundan bir sözcü, Devrim Rehberi’nin Afganistan’da Şiiler ve Sünniler arasında birlik ihtiyacına ilişkin açıklamasını memnuniyetle karşılamıştı.” Haberde, İran’ın Afganistan’a karşı resmi siyasetinin ülkede huzuru korumak, çatışan tarafları diyaloğa davet etmek, Afganistan halkının haklarının resmen tanınması ve Musevi’nin bu siyasete aykırı açıklamalarda bulunduğu yorumu yapıldı. Konferansta yaptığı konuşma sosyal medyada da yankı bulan İranlı diplomat, eleştirilere sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla yanıt verdi. Musevi, konuşmasının kişisel görüşlerini yansıttığını belirterek, “Toplantıda Afganistan’daki gelişmelere yönelik kendi görüşlerimi ve siyasi analizlerimi dile getirdim. Dışişleri Bakanlığı’nın görüşleri Sayın Bakan ve Bakanlık Sözcüleri tarafından açıklanır. Organizatörlerin benim bilgim olmadan bu ifadeleri alenen yayınlaması doğru değildi.” ifadelerini kullandı.